"Oyun, gerçekle muhayyelin sınırlarını belirsizleştirir. Dünyanın değişebilir, yeniden kurulabilir, bozulabilir bir yer olduğunu hatırlatır. Gerçekliğin de. Plan yapmaya benzemez. Önce hayal et, hedef belirle, oraya nasıl gideceğine karar ver… gibi bir şey değildir. Başlarsın, oynarken kurarsın, oyun süresince değiştirirsin, yıkarsın, yeniden kurarsın. Gerçeklikle muhayyelin sınırlarının belirsizleşmesi, başka sınırlara da sıçrar: nesneler canlanır, köpekler konuşur, mukavva kutular uzay araçlarına dönüşür, kuma çizdiğimiz evlerde yaşayabiliriz, ağaç kovuklarında hazineler bulabiliriz… Bunun “sanmak” olmadığını bir zamanlar çocuk olmuş herkes bilir. Bu imkândır."